Önümüzdeki sezon izlersiniz bilet bulabilirseniz.

sezon baslayinca giseden alamazsan sahibinden.com'a falan bak. orada karaborsasi donuyor.

Devlet Tiyatrosu perdelerini ekim ayında açacak. Eylül 15'te de program Ankara Devlet Tiyatrosu'nun sitesinde açıklanır.

Oyun sahnelenecek ise, ne zaman sahneleceğini öğrendikten sonra Ankara'da iseniz sabahın köründe sıraya girersiniz; değilseniz de İstanbul ve İzmir başta olmak üzere nisan-mayıs aylarında turneye çıkıyor devlet tiyatroları. Aynı bilet bulma savaşına girerek şanslıysanız izlersiniz.

Erdal beşikçioğlu devlet tiyatrosundan ayrıldı diye biliyorum ben.

"gösteri" bir tek bana mı garip geldi, oyun diyelim bence :)

çok güzel oyun bu arada umarım devam eder de daha çok insan izleyebilir.

3 kere gittim.

bu sene 4 olacakti ama artik kara borsayi onlemek icin biletin giselere dusecegi tarih yazmiyor. yani eskidendi o sabahtan gisiyim bilet aliyim olayi. bu sene itibariyle artak yalan oldu o.
biletler bir anda satisi sunuluyor. bu yuzden internetten takip edenler icin artik bilet bulmak daha avantajli.

ve hayir erdal besikcioglu birakmadi.

ayrica oyun bir harika dostum.

Ben de izlemek istiyorum ama ankara ya gidebilme gibi bir imkanım yok. Turne bilgisi önceden veriliyor mu,sezon içinde hangi şehirlere gidileceği önceden belirtiliyor mu? Net bir tarih belirtmeseler de bu sezon trabzona gelecek diyorlar mı mesela önceden

@zarpandi

turneleri mart ayı sonundan başlayarak dt'nin sitesinde ''turneler'' başlığı altında yer alıyor. (www.devtiyatro.gov.tr) ancak zaman zaman kontrol etmekte yarar var cünkü tüm liste bir anda çıkmıyor, zamanla güncelleniyor. Genellikle dt sahnesi olan tüm şehirler dolaşılıyor.

trabzon için aynı sayfanın trabzon başlığından detaylı bilgiye ulaşabilirsiniz.ayrıyetten: www.trabzondt.gov.tr

2 hafta kick boks yap tamamdır. biraz baklava çıkar omuzlar da 2 metreye yaklaşır ama bol su iç geçer o da

cilala parlat diye bir uzak doğu tekniği duydum ordan yürüyün bence

Evet, tazminatsiz atabilirler. Dayak yiyeceği varsayılan elemanın sizi dava edip surundurme ihtimali de cabası. (Cabam, caban, cabası. Cabamiz, cabaniz, cabalari)

hergun birileri dovusuyo bu sirkette kimseye bi bok.olmuyo bana da olmasin istiyorum. dahiyane bir yolu olmali bu isin

baya mükemmel bi fikir aslında edy'ninki. krav maga da güzel bak.

anlasildi en iyisi kapisinin onune muz kabugu koyiyim deterjan dokeyim kendi kendine kafayi gozu yarar belki.dovmek hayal yani

'cool' duruyor gibi olsa da ı ıh güzel değil. çirkin bile.

ses tonu önemli abi.

değil. normal.

yüzü asimetrik biraz. ama bu olumsuz bir şey.

Hayir guzel degil.

havalı-çekici-farklı ama klasik anlamda bir güzelliği yok.

@2: entry-nick uyumu.

Bence güzel değil de bi havası var gibi.

Hemcinsi olarak guzel bulmuyorum ama sanki cok kadinsi, seksi, cekici gibi. Sadece fotografini gormus olsam hic begenmem ama izleyince baya gideri var yani

metroda görmüştüm bir kere, boyu çok çok kısaydı. yüzü de güzel değil bana göre ama beğeneni olmayacak bir tip de değil.

çok süslü laflar kullanmaya gerek yok, kezban hatemi gençliği.

çekici

Vamp kadın,.

şuh

Oldukça çirkin bence.

Guzelligi tartisilir ama ayri bi havasi bi aurasi var, etkileyici bence

ben bayaa beğeniyorum.

güzel değil. iyi oyuncu da değil. çekici hiç değil. cool da değil. sıradan bir insan.

güzel değil aslında ama ben diyim karizmatik, sen de çekici.

benim güzellik kıstaslarıma göre güzel. genel geçer güzellik kıstaslarına göre değil.

ama çekici mi? evet!

bayaaa güzel ama bir cadı hali tavrı var net :)

83.66.2.16

değil.

Bişi olmaz,ye.

ben geçen gün yedim bişey olmadı... yine de bi koklayın yemeden

20-25 yas arasında inanırdım. Artık esra ceyhan modundayım arabası var mı, evi var mı? haha.

İlk görüştekine değil, ilk duyuştakine inanıyorum. O da tam ilk duyuş değil, ilk duyuşlar silsilesi, ilk 20-30 duyuş diyelim.

Ilk görüşte aşk=coşmuş hormonlar=geçer.

Birikerek gelen aşk=tanıdan yenmez=gerçektir.

evet. çünkü doğal. yani düşüncelerden bağımsız hormonal tepkiler. gerçek yani.

14-19 arası olabilir sonraki yaşlar için anca dizilerde filmlerde

26 yaşımdan gün alıyorum. 2 sene önce inanıyordum ama artık zor geliyor.

insanlar bir kez aşık olur bir den cok kez aşık oldugu sanar diye bir söz vardi.

sanirim sevmek ile aşık olmayi karistiriyoruz.
bzi kizlar harbiden cok guzel.
sevmemek elde degil.
ama aşık olmak icin sadece guzel olmasi yetmiyor anasi satiyim.

o yuzden inanmiyorum.

eskilerden bi anımı anlatayım, üni 2 deykene bi arkadaşım vardı o zamanlar 20 yaşındayım o da 24, iyiyiz hoşuz 1,5 sene bu şekilde gitti duygusal bişey yok sonra bi gece resimlerine bakarken buldum kendimi napıyorum lan ben dedim, bi gece de oldu resmen artık hormonal midir bilmiyorum resmen hissettim aşık oldugumu ama bi taraftan da biliyorum ağzıma sıçılacagını :) peşinden amerikaya bile gittim, kelimenin tam anlamıyla da sıçtı ağzıma, iki senede öyle sevdim, şimdi düşününce komik geliyor ama yapacak bişey yok. uzun lafın kısası aşkın yeri ve zamanı olmuyor. yaş oldu 27 keşke aşık olsam öyle diye bekliyorum, galiba bu iş saflıkla orantılı. soruya tam cevap olmadı ama yazasım geldi :)

ilk görüşte aşka inanmam, zamanla gelişen aşka inanırım.

ilk görüşte aşk var. çünkü bahsedildiği gibi bazı kızlar çok güzel. ilk görüşte aşık olurlar, tanıdıkça severler, aşkları perçinlenir. erkekler olaya önce şekilsel yaklaştıkları için..

İlk goruste ask değildir o ask olsa duramazsin boyle saçma salak bi insan oluyorsunuz e ilk defa gördüğün biri içinde saçma salak olunmaz.

Evet, tanıdıkça şekillenir ama. İçi boş bir teneke değilse zamanla güzelleşir. İçi boşsa zaten aşk hiç var olmamıştır.

ilk görüşte aşk diye birşey yoktur..

tutkularının esiri olmak vardır o an için..

ya vardır belki oluyordur öyle bir şey ama ben ilk görüşte aşık olamıyorum. mesela bakıyorum inanılmaz güzel bi hatun. tanışınca ama saçmasapan biri olduğunu fark ediyorum falan.

bende ağır ağır oluyo. şarkılarda da aynı durum söz konusu. öneriyolar mesela. dinliyorum. güzel değil ya deyip kapatıyorum. ertesi gün canım sıkılınca tekrar açıyorum. yine beğenmiyorum. birkaç gün böyle geçiyor. sonra hastası oluyorum şarkının.

aşkta da aynı şekilde oluyo. konuştukça, gördükçe, sindirdikçe aşık oluyorum. tanıdıkça aşık olacağım çok güzel bir kadın görürsem, o zaman ilk görüşte aşık olmuş sayılabilirim belki.

dermatolojiye gitmelisiniz. sarmısak da direk sürüldüğünde dokuyu yakabilir, ki sizde o olmuş sanırım

bu ne ya koşa koşa dermatolojiye gidilmeli bence de ciddi gözüküyor.

Resmi goremiyorum fakat anlattiklarinizdan anladığım kadarıyla aynini yaşadım, atlattim, tamamen psikolojikti benimki. Hiçbir şey kullanmadım, bi süre sonra kendiliğinden geçti.

(bkz: alopecia areata)

normalde kendiliğinden geçer bir süre sonra.fakat geçmezse dermatolojiye gitmen lazım.troid'lerine de baktırmanı tavsiye ederim.

sıkıntıdan oluyor bu olay genelde. bir cildiye uzmanına gidin. sarmısağı ben de duydum ama geç kalmadan daha tıbbi bir yöntemle önlenebilir belki

aynı yerde hatta daha büyüğü bende olmuştu, hiç bir şey yapmadım kendiliğinden geçti.(sanıyorum psikolojik)

benim bir ara sıkıntidan bıyık kisminda olmuştu ama bu kadar büyük olmadığı için onemsemedim. bir süre sonra geçti zaten.

ama senin durum dermatolojilik olmuş artık.

Ne sarmısağı ya manyak mısınız? Adam gibi bi doktora gidin.

herhangi bir askerlik şubesine gidebilirsiniz. internetten bakın tecil için gerekli evraklar yazar. muhtemelen "senin bişey yapmana gerek yok okul halleder diyecekler" ama bu işin şakası yok, en kötü telefon edin.

bir de, yüksek lisans da olsa yaş sınırı var mı? 29 yaş sınırı diye bir şey duydum ama?

askerlik şubesine git belgenle, numara al hallet... e devlet şifren varsa bak randevu alınıp gidiliyosa öyle git 3-4 saat sıra bekleme

öğrenci belgesi değil, ek c2 belgesi alacaksın. sonra götür şubeye. sıra beklemesi biraz uzun sürebilir. onun dışında sıra sana geldi mı 2 dakikada hallediliyor.

edit : evet yüksek lisansta da 29 yaş sınırı var diye biliyorum.

Eğer 1, küçük ve yeşil bir yerse kesinlikle 1.

eskiden olsa 1 derdim ama 2 diyorum. cevre arkadas ortami cok guzelse her gun 1 saat kitap muzik gecer bir sekilde yol.

1. her şeye alışıyor insan, endişelenme.

şu anki şartlarımda 2 diyorum, yalnız kalınca alakasız insanları bile özlüyosun

1.

2

alakasız bi'yerde okudum ama işinize yarayabilir: yazı tura atın yazıysa 1 turaysa 2 diyin mesela, gelen sonuca verdiğiniz tepkiye göre aslında hangisini istediğinizi bulabiliyormuşsunuz. kesin bilgi değil, yaymasak da olur :)

Benzer bir durumu ben de yaşadım geçen sene.Ben ilk önce 2yi seçtim.baktım olacak gibi değil 1e geçtim.oh be dedim.hem maddi hem de manevi açıdan.

aynı durumdayım ve direkt 1 dedim. bişeyli mekanda ferahlık vardır derler. o bişeyi hatırlayamadım.

1

Hiç kimseyi özleyemem, özlememek için binlerce eziyete katlanamam. Elbette 1 derdim. Huzurdan ötesi yalan.

Tanisacagin insanlara bagli. Zaten bi sehri seviyorsan, anılarından dolayıdır.

Ortamin guzel olduktan sonra cok guzeldir ankarada ogrencilik. Hele ki bir de haftalik aktiviteleri olan bir ogrenci topluluguna uyeysen daha da guzel olur. Eve cikmak istediginde de insan gibi evlerde gayet uygun fiyata yasarsin.

Okuluna,yaşayacağın semte ve arkadaş ortamına göre çok değişkendir. biz çok eğleniyoz valla sen de gel.

ben de merak ediyorum da çoğu kişiden iyi bir şey duymadım ankara ile ilgili. merak ettim nesi kötü bu kadar? en nihayetinde başkent?

bir istanbul, izmir değil tabii ancak arkadaş çevren olursa iyidir. küçük bir şehirde olacağı gibi hep aynı yerlere gitmek zorunda kalmazsın. tiyatrosuna operasına ulaşım kolaydır. belki bir bob dylan gelmez ama yerli grupları şarkıcıları çok rahat takip edebilirsin. merkezi yerlerde (eski evler tabii) uygun kira ödeyerek eve çıkabilirsin.

ankarayi kotuleyen adamin beyni iltihaplidir.

ayrica arkadas cevren olmasina da gerek yok.
zaten sıkıyorlar bir yerden sonra yalniz takılıyorsun.

6 yıl Ankara'da okudum, şimdi orada olmamama rağmen hala hava durumunda bile hava nasıl acaba diye bakarım. Ankara'yı sevmeyen, orada mutlu olamayan insanları anlayamıyorum. Emin ol çoook güzel geçecek, belki zaman zaman çok üşürsün, belki sıkılırsın, belki yalnız kalırsın ama emin ol çok seversin Ankara'yı.

ekleme: bir istanbul tabii ki değil ama izmirin çok çok çok önünde benim gördüğüm kadarıyla. 5 yıl ankarada okudum, şu an izmirde yaşıyorum ve son birkaç duyurumdan da anlaşılacağı üzere izmirde yapacak aktivite bulamıyorum, çünkü yok. "ne yapalım" sorusuna verilen cevapların %50'si "git kordonda rakı/bira iç". üzgünüm ama bu bir aktivite değil, zaman öldürmedir. ankaradaysa paltar yuyan masin'in de dediği gibi bir sürü konser, tiyatro, festival vs dolu etkinlik var. üniversite çok olduğu için onların da etkinliği çok oluyor. kimsenin beğenmediği gazi'de bile tonla öğrenci kulübü var ve hepsi de oldukça aktif. ama burda kardeşim için 9 eylülün öğrenci kulüplerine bakınca isim olarak bile yok bir şey, olanların da içi boş. bir de odtü gibi bir okulda olduğunu düşün, o durumda zaten böyle bir soruyu sorman bile hata olurdu gerçi.

Sen gel gel, eskiden soguk olurdu artik o da yok

biraz okula bağlı. okul ne?

bizim gundemde kiyaslarsan dertleri yok.

verilen tepki instagram'a olabilir. biliyorsunuz o platformda meme yasak. daha doğrusu kadın memesi ucu (nipple) yasak. habere konu olan zat da buna tepki gösteriyor bence erkek memesi serbest kadın memesi neden yasak şeklinde.

dertleri yok tabii adamların dünyanın kaymağını onlar yiyor (ingiliz di mi abla)..

Babam harita mühendisliği son sınıf terk. 1 gün bile işsiz kalmadan emekli oldu. 7 yıl önceki maaşı 1.500 lira falandı yani sen düşün ;)

ha şimdi her bokun mühendisliği var. Durum nedir bilmem.


ekleme: Okul yıldız idi. Gerçi onun zamanın şartlarıyla şimdiki şartlar bir değil ama olsun.

bölüm ve sehir gözetmeden genelledigin icin cevap hayir tabii ki.

okul çok farkediyor. iyi okul mezunları iyi kazanıyor ama yatlar katlar edinecek kadar da değil, rahat yaşayacak kadar işte

hayir hepsi cok kazanmiyor.

maasi genelde iyi olanlar yaziyor :) issiz olan issizim yaziyor issiz muhendisim yazmiyor. :)

hayir muhendis var muhendis var. dandik okuldan iyi kazanan iyi muhendis cikabildigi gibi odtu'den mezun olup hic bir sey bilmeyen issiz olan muhendis de var.

Yok abi gayet çok çok az kazanan adamlar tanıyorum. Çok kazanıyor denecek bir şey yok ortada. Hatta hak ettiklerinden çok daha az kazanıyor.

Doktorlar mesela çok kazanıyor, ya da kabin memurları evet çok kazanıyor. Ama mühendisler ortalama kazanıyor denebilir.

Diğerleri için bilemeyeceğim ama bilgisayar/yazılım için cevap evet sayılır.

Çevremdeki herkes (ben dahil) ya mezun olur olmaz fena sayılmayacak ücretlerle(3-4k İstanbulda) işe başladı, ya da yurt dışında burslu yüksek lisans yapıyor.

Okul inan hiç farketmiyor. Zaten ne öğreniyorsak ya coursera'dan, ya mit'den, ya da youtube'da ki tutorial'lardan öğreniyoruz.

Edit: Bu arada herşey kendini nasıl pazarladığın ile ilgili.

Muhendis var, muhendis var.
Ilk is icin okul cok onemli. Tecrube kazandiktan sonra calistiginiz projeler ve birikiminiz daha cok onem kazaniyor muhtemelen.
Ayrica muhendislik diplomasini her alan da iyi okuldan da mezun olsa "muhendis" olamayabiliyor.

Şöyle anlatayım canım. THY'de mühendis arkadaşım var. İşe ilk girdiğinde maaş ile ilgili mail'i ben de okudum. 3400 TL Brüt x 16 Maaş (yılda 4 ikramiye. Her yıl sendika zammı ve 2 yılda 1 kez de kıdem zammı alıyor. :)

odtüden mezun olup 1 senedir full time bir işe girememiş arkadaşlarım da var, direkt bir yerlere kapağı atmış arkadaşlar da.

ama öyle dehşet maaşları yok adamların, giriş için 2-3 bin tl civarı alıyorlar..

babam petrol mühendsisiydi, belirli bir süreden sonra baya deli paralar alıyorlardı özel sektörde. 3-5-10 değil. ama riskli ve sorumluluğu fazla olan işler, deli gibi stresli.

Bu memlekette issiz kalmayan meslek gruplari arasindadir muhendislik. Turkiye'de genel anlamda maaslar itin gotunde oldugu icin 3bin tlye falan hooammina demeniz normal. Roket'in de dedigi gibi fazla degil ortalama.

Ama ozellikle son donemlerde artirilan kontenjanlar ve bos mezun muhendisler ister istemez piyasayi dusurdu.

bilgisayar mühendisiyim, 3 aydır işsizim.

baya daha bir süre de işsiz kalacak gibiyim.

işsiz kalmadan önce de 1800 tl alıyordum.

çoğu çok kazanmaz. sorarsan herkes bok gibi kazanıyor ama yalan.

ilk iş için iyi bir okul ya da dayı lazım. ilk iş iyiyse sonrası gelir. ama çok azı iyi para kazanır. öyle iyi örneklere bakmamak lazım. herkes iyi yerde çalışamıyor maalesef.

kaliteli bölüm, kaliteli okul, kaliteli mühendis kazanır. kendini bilir kariyerini düzgün planlarsa cok güzel kazanır hem de.

İş bulmak çok kolay diyemem ama diğer mesleklere göre kolay sayılır. Mühendis olup maaşından memnun olan da görmedim, zor geçinen de görmedim. İşine kendini adayan, gecesi gündüzüne karışan mühendisler oldukça iyi kazanıyorlar ama her yiğidin harcı değildir bu, hakikaten pek çok şeyi feda etmeniz gerekir, istediğiniz yerde değil de ancak mecbur kalanların bildiği yerlerde yaşamanız gerekir. Bu şekilde çalışmış mühendisler için belli bir yaştan sonrası nispeten kolaydır, danışmanlık yapabilirsin, imzan kıymetli olur..vs

bölümüne göre değişir. mesela inşaat mühendisi, bilgisayar mühendisi ya da makine mühendisi olursan pek işsiz kalmaz tatmin edici maaşlar da alabilrsin ama bölüm jeoloji filansa ya banka memurluğu ya da işsizlik seni bekliyor demektir. ha iş bulamayan bölümlerden mezun olup iyi maaş teklifleri alabilmen de ancak staj zamanını çok iyi değerlendirip gireceğin firmada tanıdıklarının olması ve biraz da şansla mümkün.

işsiz mühendisim, yani işsiz mühendis var :)

Mühendislerin sadece %21.44'ü iyi(ortalamanın üstünde) kazanıyor. %52.28'i kolay iş bulabiliyor. Geri kalanlardan %36.17'si ya işsiz ya da asgari ücretle başka işler yapıyorlar. %11.55'lik kısımda kalanların durumu hakkında çeşitli söylentiler var.

okul başarı dil vs. farkediyor. sonuçta lys birincisi de 100bininciside mühendislik okuyabiliyor.


aralık çok geniş anlayacağın. 1200 tlye çalışan da duydum 5-6bin ile başlayan da.

Yazılım için konuşacak olursak, okulda iki kodu bir araya getiremeyen, ödevlerini başkasına yaptıran arkadaşlarım 3000+ maaşla çalışıyor. Türkiyenin sayılı okulları arasında falan da değil hani. Referansın olursa iyi bir yere girip sonra mecburen öğreniyorsun galiba. Ama çalışma şartları iyi mi? Değil. Paso fazla mesai.

gerçekten mühendislik yapıyorsa evet nispeten iyi kazanıyorlar denebilir.
mühendislik hizmetinin bir bedeli vardır. firmalar da bunu bilirler.

rahat iş bulunmuyor, hayır. özellikle başlangıç aşamasında her hangi bir fark yok iş arama/bulma anlamında, hatta başlangıç aşaması için ara meslekler (teknikerlik) çok daha avantajlı.
ancak 2+ yıl deneyimden sonra nispeten kolaylaşıyor iş bulma mevzuları (diğer mesleklerle kıyaslandığında)
dolayısıyla başlarken maaşa muuşa değil, firmaya ve işe bakmak lazım. (tabii çalışacak adamın şartları maaşı bir kaç sene önemsememeyi kaldırabilecekse)
sonrasında ise yani iş tutuş ve insan yönetimi konusunda tecrübelendikten sonra ise "gerçek" maaşlara geçilebiliyor.

deniz bisikletiyle acilin,donuste ayaginin yere degdigi yere( onceden tatbik etmek lazim tabi) gelince at suya. Panik yaptiginda "sakin ol, ayagini yere bas" de . Bu basit talimati cok rahat bi sekilde yerine getiremedigini gorursen vazgec bu sevdadan.

edit madem beğenmediniz cevap boşa yer iştigal etmiş olmasın :) aşağıdaki linkte 10 adımda nasıl yapılacağı anlatılıyor
www.wikihow.com

sırtüstü yüzmeye çalışsın, başlangıç için bu ideal sanırım

çimin

Ustteki iki tavsiye de berbat(ozellikle suya atmali olan)

sig yerlerden baslayin, sosis dedikleri o uzun ince sungerlerden alin. Once yurusun bi, sonra su derinlesince sungere tutunsun ayaklarini yerden kessin. Siz de tutun onu, surekli telkin edin. Guvende hissetmesi onemli. Sakin zorlamayin sakin kizmayin. Alinganlik gosterebilir, sevecen olun. Is biraz kendisinde biter, ne kadar barisik ve ogrenmeye hevesliyse o kadar kolay olur. Hicbir seye tutunmadan suda batmadiginin ayirdina vardigi an yuzmeyi de ogrenmis demektir. Kolay gelsin ve iyi eglenceler :)

Makarna. Makarna ile rahat yüzülüyor.

eğer yüzmeyi öğrenmek istemiyorsa -zaten şimdiye kadar ihtiyaç duymamışsa istemiyor demektir- zorlamayın. herkes de yüzme bilecek diye bi kaide yok.
21 yaşında yüzme bilmeyen biriyim hiç de eksikliğini hissetmedim.

@bir nick var benden iceri öğrenmek istiyor sadece bir şekilde ortamı/fırsatı olmamış. onda sıkıntı yok

ben de 21 yaşında öğrendim. öğrenilir o sıkıntı yok ama kendisi kasmaması lazım. kasarsa batar. bunu beceremediğim için bu yaşa kadar debelendim ben.

ayrıca anil +1

suda yüzükoyun dursun (yüzermiş gibi yani) siz de karnından tutun başta, ellerini napacak, ayaklarını kafasını napacak onu falan anlatın, yavaş yavaş bırakın (bisiklet gibi). tabii bu sırada sizin ayağınızın yere basması lazım

sakın atmayın, itmeyin onu. paniklerse benim gibi bir daha hiç güveni olmaz suya karşı. bundan böyle en sevdiğine bile güvenmez o derece!
:'(
evet, ben de yüzme bilmiyorum, öğrenemedim.

suya falan atma. ben de 20 yaşında öğrendim.

araba/bisiklet kullanmayı biliyor mu? temelinde aynı şey var. sakin olmak. bunu iyice idrak etsin.
arabaya ilk oturduğunda istop ettirme korkusundan gereksiz bi panik olur, araba istop eder. halbuki sakin olup debriyaja hakim olunca araba istop etmez.
bisiklet keza, devrilicem diye kafanın içinde kurarsan devrilirsin gerçekten. rahat olduğun zaman ise ellerini bile kullanmadan gidersin bisikletle de.

yüzmek de aynı şekilde. kafasının içinde bi yerde boğulma korkusu varsa kesin batar. az rahat olsun, su zaten kaldıracak onu.

boy olan yerlerde ayağını yerden keserek çalışsın, nasıl olsa boğulmayacak orada o yüzden daha rahat hareket eder. suya iyice bi yatsın, biraz kulaç atmayı öğrensin. birlikte biraz daha açılın. atıyorum 1.80 boysa, 2 metreye gidip gelmeye çalışın. en kötü 20 cm var hemen kurtulur bi şey olsa bile. böyle böyle deneyin işte. sakin olduktan sonra problem yok zaten.

yenisini çıkarttığınızda diğeri geçersiz oluyor, sizin de elinizde kaybettiğinize dair kanıt oluyor. en garantisi o sanırsam

oyle bir hale geldik ki zaten bütün kimlik bilgileri satılıyor. O yüzden kaybetmekle kaybetmemek arasında hiçbir fark yok. İçin rahat olsun.

İdeal dünyada, adınıza sahte kimlikle işlem yapılsa dahi bir zarar görmezsiniz fakat siz yine de TBB'ye dilekçe gönderin, bankalara bilgi versinler. Elinizde böyle bir ilan bulunması da faydalı olabilir. Birkaç gün geçmesi sorun olmaz.

kuğulupark ve seğmenler parkı güzel olur

kızılay'da dolanın biraz, yürüye yürüye tunalı'ya gidin, biraz kuğulu parkta oturun. içki içiyorsanız bestekar'da bi'yerlere veya kuğulu'nun hemen yanındaki random veya kıtıra oturun. belki bahçelievler'de dolanılabilir biraz.

Alkol kullanmıyorum. Pazar gecesine kadar yalnız ve işsizim, ilk defa geliyorum şöyle bikaç dolansam, özgün yer görsem kafi :)

Gece Passage'a git. Eskiyeni de olabilir. (Damsız almayabilirler, birini bul.)

Ahlatlıbel var , güzel bir park. Göksu parkta gezebilirsin , tunalı hilmi caddesinde tur atıp sonra bir ara da bahçelievler de sim de bir dondurma yersin missss

Sayın Yetkili,

Pozisyonun önceki iş tecrübede kazanmış olduğum tasarım ve bunun somutlaştırılması (x, y, z, d vb) konusunda kendime uygun olduğunu düşünüyorum. (burada açılan pozisyon için teknik olarak yeterli olduğumuzu anlatıyoruz, yeni mezunsanız şu eğitimi aldım, şu okuldan şu ortamala ile mezun oldum gibi) (ayrıca açılan pozisyonu neden istediğinizden bir cümleyle bahsedebilirsiniz)

Askerlik görevimi tamamladım/iyi derecede ingilizce bilmekteyim/seyahat engelim bulunmamaktadır gibi ilanda istenen diğer özelliklerden sahip olduklarınızın altını çizdiğiniz bir paragraf ekliyoruz

İlginize sunarım
isim soyisim

www.ebay.co.uk'e de bak aradigin kitap oralarda da olabilir daha ucuza.

aynı mantıkla ben de tüm istediklerimi tek satıcıdan alayım dedim ancak olmadı. belki benim aldığım satıcıyla ilgili bir durumdur, ama tek satıcıda bile ayarlanmıyorsa farklı satıcılarda çok zor diye düşünüyorum. ayrıca ayrı göndermesi sizin menfaatinize aslında. biri kaybolsa veya bir satıcı geç gönderse falan en azından diğerleri geliyor. bir de beraber isteyeyim kargo parasından feragat edeyim gibi bir durum yok her türlü alıyorlar ürün başına kargo ücretini.

abd'den 1 aya yakın sürdü, ingiltereden (amazon.co.uk) veya almanya'dan (amazon.de) daha hızlı geleceğini tahmin ediyorum ancak örneğin adam amazon.co.uk'den satış yapıyor ancak depom abd'de diyebiliyor aceleniz varsa buna da dikkat etmenizi tavsiye ederim.

kargo ücreti her satıcıda yazar şu şu ülkeye kitap şu kadar lira cd şu kadar lira diye oradan bakabilirsiniz. yurt dışından yaptığınız alışveriş 75 avro'dan fazla olursa gümrük vergisi ödemek zorundasınız.

ürünler amazon sisteminde amazon aracılığı ile satılıyorsa ve amazon depolarına gönderiliyorsa amazon export lcc tabiri caiz ise grup indiriminden yararlandırıyor. ilki 10 dolarsa ikinci bir ayrı siparişe 1-2 dolar katıyor.ve beraber gönderiyor sistem ayrı ayrı değilde tek kutuda geldiği için indirim veriyor.

ikinci el kitap alacaksanız amazon dışında abebooks.com'a da bakın, kitabın durumu good/very good olarak etiketlenmişse gayet iyi durumda geliyorlar ama farklı satıcılardan alırsanız ayrı ayrı gelir tabii.

Bence kadını değil de tarzını beğeniyosun :) güzel değil çünkü. Erkeksi.

güzel, hoş

nasıl ya değil erkeksi çıtı pıtı minnacık bi şey, nesi erkeksi bunun? :/

Milf Hunter işi.

git bi eline yüzüne su çarp sen. hoş, değişik bir duruşu var ama özellikle 3. resimde tuhaf geldi bana baya, erkeksi hatta.

bence güzel değil kanka. :( hem de hiç değil.

i.imgur.com

yüzü çok güzel, çok hoş değil mi ya?
degil dostum.
yoksa ben askerden yeni geldim de kendimi falan mı kaybettim acaba?
bu akla daha yatkin.

Olm nasıl çıtı pıtı ya 3. fotoğrafta bildiğin travesti kadın ahaha :D

erkek bu

@soso ahahahahahahahaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaadjffdsfsfgjkkdgfd

kız güzel değil. Nasıl kızlara güzel diyorsunuz, nasıl kızlara çirkin diyorsunuz ben şaşırdım valla.

Çirkinlik suç olsa idam edilirdi o derece.

@soso aafdsagdfgasd yarıldım.

Ahahha travesti gibi. Citi piti gormemissin hehe

bana da çirkin gelmeye başladı şimdi, herkes öyle deyince. kişiliksiz miyim? :))

sdfkjhsd soso +1
çirkin gayet.

hayır.
ne yazık ki hayır.

çirkin ama kütür kütür sanki.

kadın efsane değil, çirkin de değil 6/10 falan. asker dönüşü normal

Kız ismet'e benziyor.

değil

fena değil ama biraz yaşlı sanki? milfimsi.

3'te çok net zaten, erkek +1

Erkeksi kadinlardan hoslanirim ama bu guzel degil.

arkadaşların yorumlarını görünce bir daha baktım fotolara. çok güzel değil de çok yakışıklı gibi sanki. uykum geldiğinde normal zamanlara göre daha çok saçmalıyorum.

erkek bu +1

şoktayım yahu. öyleyse,

(bkz: adam madam kayarım ben buna)

Valla utanmasam "troll müsün kardeşim?" diycem de diyemiyom be pescador.

Bazen erkeksi kadınlar hoşuma gider ama erkekler hoşuma gitmiyor. Bu da erkek malesef :(

erkek değil sanırım, ama özellikle 3.'de makyajla çirkinleştirilmiş, konu bağlamında.
www.google.com.tr
ama çok güzel bir kadın değil.

ulan ne zevksiz adamsın be. bu kadın döver de seni

neresi erkeksi, normal kadın işte. orta, güzel.

Erkek suratı var.

dediğin kadar değil kanka ama güzel yani.

uzman tv der ki yüksek yüzdeli alkollü içkiler bozulmaz ancak kapağı açıldıysa ve sağlam kapatılmadıysa alkolü uçar ve bir şeye benzemez

bozulmamıştır, bozulmaz. için.

gider o gider

gidersin

okul ertelettiğini bozduracak, bizim bu adamla işimiz kalmadı diyecek yakında ve o güne en yakın celp dönemi için asker adayı olacaksınız. eğer yurt dışına giderseniz gerekli belgeleri (bu durumda ne isteniyor bilmiyorum) askerlik şubenize gönderdiğinizde oradaki eğitiminiz bitene kadar yine tecilli olacaksınız. bitip döndükten sonra yine başvurup 2 yıla kadar tecil ettirebilirsiniz. yurt dışına eğitime gitmeseniz de 2 sene hakkınız var ancak okulun yaptığına güvenmeyin çünkü mezuniyetleri bildiriyorlar, bunun için yine siz baş vuracaksınız.

www.bilgebaba.com sanırım bu.

o olmadığına eminim.

ananeler bilir böyle şeyleri, asfaltta büyüdük biz haberimiz yok böyle şeylerden

milano'da aslında yapılacak epey şey var ancak anladığım kadarıyla siz o "büyük katedral"in önünde selfie çekip instagramda paylaşıp como'ya geçmeyi planlıyorsunuz.
como gölüne sık banliyo trenleri var ancak çok yakın değil bekledin ettin derken en az 2 saatin como yolunda gider zaten. gardan inip gölün önünde "selfie" çekip instagrama yükledikten sonra dönerseniz 17:35'e çok rahat yetişirsiniz :)

13:20-17:35 arasını saat olarak bir daha gözden geçirin bence kızılay'da dolanıp tunalıya geçerim oradan da trene giderim der gibi olmuş programınız. yabancı bir ülkede olduğunuzu ve aradığınız yerleri kolaylıkla bulamama ihtimalinizi de göz önünde bulundurun bence.

Milano'da baska ne var? Aslinda Son aksam yemegi'ni gormek isterdimde oyle direk girilmiyormus, randevu olayi falan varmis heralde.

Soruyu editliyorum.

1. son akşam yemeğine baktım, sadece 27sinde açık bir ziyaret şansı görünüyor onu geçin.

2. como'ya gidecekseniz centrale'den eurocity express trenlerini kullanın. 37 dakika sürüyor yanlış hatırlamıyorsam 2.5-4 gibi tren var, aynı şekilde dönüşte de saat akşam 6-7 civarı ekspress dönüş treni var. hafta sonu olsa ben sizi bırakırdım tren istasyonuna. como'da san giovanni istasyonunda ineceksiniz gol kenari 5 dakika yuruyerek, keza merkez de. mutlaka bu ekspress trenleri yakalayin zira öteki türlü her durakta duran tren 2 katı daha uzun sürüyor. gidis donus EC 26 euro, R 10 Euro). istasyonlar çok kolay yerde como'da, rahat olıun kaçırmazsınız.

3. como'ya gitmeyecekseniz duomo'yu gorup bagatti valsecchi muzesine gecebilirsiniz, tenha ve guzel bir muzedir. bunun dışında kısıtlı zamanda yapılacak en iyi şey sokaklarda kafanıza göre yürümek, akşam saat 6 gibi navigli'de aperativo alip sonrasinda venedik'e gecmek. kısıtlı zamanda size tavsiyem duomo'nun tepesine cikin, ve vaktinizin geri kalanını castello sforsezco'ya uğrayıp, şehri yürüyerek gezip navigli ile tamamlayın. müze seyahatinizi daha rahat bir günde yaparsınız.

4. como'ya gidecekseniz merkezinde bir dolanın, oradan göl kenarına inin ve göl kenarı boyunca yürüyüp funiküler ile brunate dağının tepesine çıkın (5 euro gidis donus, 5 dk suruyor) oradan manzarayi izleyin, tepedeki restoranlar kotudur, yemek yiyecekseniz merkezde piazza volta'da (istasyona 5 dakika mesafede) bir restoranda yiyin. duomo çevresindeki restoranlar da felakettir ama hemen 2 dakika ötedeki Volta iyi. hem daha ucuz.

@kuja
27'sinde oradayim:) Pazar gunu milano'da olacagim.
Milano'da deposito bagaglio denen seylerden var mi Venedik'e donuse gecerken tekrar ugrayabilecegim?

Hemen bilet rezervasyonunu yaptirmaniz lazim o zaman yoksa turların satın aldığı biletlerden almanız lazım, bunlar ekstra ücrete tabidir.

Centrale'de bagaj bırakabileceğiniz yer var alt kattaydı sanırım.

edit: maalesef bilet sabahin 8:45'inde uymuyor yani size.

www.museumticketreservations.com

suradan sanirim ekstra ucret ile bir gruba katilabilirsiniz.

milano centrale'de deposito bagalgi var, venedik treni için de centrale'den binmeniz gerekir zaten.
bergamo havalanından da direk stazione centrale'ye otobüs vardır. bavulu bırakıp dönüşte alabilirsiniz.

çok klasik biliyorum ama ben kariyer.net'ten 2 iş buldum 10'un üzerinde de görüşmeye çağırıldım. secretcv'den bir kere arandım, oradan iş bulan arkadaşlarım var. sıkıntınız ilanlarla esas anladığım kadarıyla ama ön yazıya önem vermenizi, ciddi fotografınızı yüklemenizi ve profilinizi ara ara güncellemenizi öneririm.

zaman sıkıntınız yoksa bir kaç nakliye şirketine numaranızı bırakın, illa ki bi zaman oralara mal götüreceklerdir, çok makul fiyata sizin eşyanızı da sıkıştırlar aracın bi yerine

degil. parodi yapmislar.

bu habere ben de çok şaştım, doğruysa tam bir 1984 vakası ancak k. kore hakkında aşırı bir dezenformasyon mevcut malum idari yapısını kötü göstermek adına. doğru olabilir mi? yine o kadar kapalı bir toplum ki olası. ancak ben durumun bu kadar kötü olabileceğini düşünmüyorum çünkü maçların yayınlanmaması için geçerli bir sebep göstermeleri lazım, ne diyebilirler ki? daha önceki kupalarda maçlar yayınlandı mı ona bakmak lazım. ben doğru olduğunu düşünmüyorum açıkçası

www.businessinsider.com

Galiba gerçek değil ama gerçek olsa bile geçerli bir sebep göstermeleri gerekmiyor. Adam faşist, istediğini yapar ve hesap vermek zorunda da değil.

sabahattin ali'nin tüm romanları. cengiz aytmatov toprak ana. steinbeck gazap üzümleri ekle...

Sait Faik, bütün eserleri, Bilgi'den çıkan seri. Tam 15 kitap, hepsini oku.

okumadıysan rus klasikleri özellikle dostoyevski+tolstoy

Stanislaw Lem - Aden
Stanislaw Lem - Dönüşüm Hastanesi
Stanislaw Lem - Gelecekbilim Kongresi
Stanislaw Lem - İnsanın Bir Dakikası
Stanislaw Lem - Kör Talih
Stanislaw Lem - Ölümlü Makineler
Stanislaw Lem - Solaris
Stanislaw Lem - Soruşturma
Stanislaw Lem - Yenilmez.epub
Stanislaw Lem - Yıldız Güncesi

---

Isaac Asimov - İmparatorluk #1 Tanrılar ve İmparatorlar
Isaac Asimov - İmparatorluk #2 Asi Gezegen Tyrann
Isaac Asimov - İmparatorluk #3 Uğursuz Gezegen Galactica
Isaac Asimov - İşte Tanrılar
Isaac Asimov - Melezler Venüste
Isaac Asimov - Nemesis (İntikam Tanrıçası)
Isaac Asimov - Robot #0 Ben Robot
Isaac Asimov - Robot #1 Çelik Mağaralar
Isaac Asimov - Robot #2 Güneşin Tanrıları
Isaac Asimov - Robot #3 Şafağın Robotları
Isaac Asimov - Robot #4 Kurtarıcı
Isaac Asimov - Son Soru
Isaac Asimov - Sonsuzluğun Sonu
Isaac Asimov - Üç Robot Yasası
Isaac Asimov - Uzayın Bekçileri
Isaac Asimov - Vakıf #1 Vakıf (İmparatorluk)
Isaac Asimov - Vakıf #2 Vakıf ve İmparatorluk (Altın Galaksi)
Isaac Asimov - Vakıf #3 İkinci Vakıf (Gizli Tanrılar)
Isaac Asimov - Vakıf #4 Vakıf'ın Sınırı (Galaksi Çöküyor)
Isaac Asimov - Vakıf #5 Vakıf ve Dünya
Isaac Asimov - Vakıf #6 Vakıf Kurulurken (İmparatorluk Kurulurken)
Isaac Asimov - Vakıf #7 Vakıf İleri (Erişilemez İmparatorluk)

---

Yaşar Kemal - Ada Hikayesi, Bir #2 - Karıncanın Su İçtiği
Yaşar Kemal - Ağacın Çürüğü
Yaşar Kemal - Ağıtlar
Yaşar Kemal - Baldaki Tuz
Yaşar Kemal - Binbir Çiçekli Bahçe
Yaşar Kemal - Binboğalar Efsanesi
Yaşar Kemal - Bir Ada Hikayesi #1 - Fırat suyu kan akıyor baksana
Yaşar Kemal - Bu Diyar Baştanbaşa 1 - Nuhun Gemisi
Yaşar Kemal - Bu Diyar Baştanbaşa 2 - Yanan Ormanlarda Elli Gün
Yaşar Kemal - Bu Diyar Baştanbaşa 3 - Peri Bacaları
Yaşar Kemal - Bu Diyar Baştanbaşa 4 - Bir Bulut Kaynıyor
Yaşar Kemal - İnce Memed 1
Yaşar Kemal - İnce Memed 2
Yaşar Kemal - İnce Memed 3
Yaşar Kemal - İnce Memed 4
Yaşar Kemal - Sarı Defterdekiler Folklor Derlemeleri
Yaşar Kemal - Ustadır Arı
Yaşar Kemal - Yaşar Kemal Kendini Anlatıyor - Alain Bosquet ile Görüşmeler
Yaşar Kemal - Yolda

---

Karma Liste
Douglas Adams - Otostopçunun Galaksi Rehberi (5 Kitap)
Ursula K. Le Guin - Yerdeniz (6 Kitap)
Ursula K. Le Guin - Mülksüzler
Haruki Murakami - Haşlanmış Harikalar Diyarı ve Dünyanın Sonu
John Perkins - Bir Ekonomik Tetikçinin İtirafları
Murat Uyurkulak - Har
Murat Uyurkulak - Tol

@buff sait faik iş bankasından çıkıyor.

@mutlusismankedi İş'ten çıkıyor olması önemli değil. Bilgi'den çıktı ve ben Bilgi'den okumasını isterim. Sahaflarda bulabilir.

o dediğinin adı okumak değil tüketmek olur, yani ne okursan oku sana pek fazla şey katmaz.

Peyami Safa - Yalnızız
Yusuf Atılgan - Aylak Adam
Yusuf Atılgan - Anayurt Oteli
Gündüz Vassaf - Cehenneme Övgü

aynısı benim de başıma geldi ama ödemiştim bir şekilde. aynı şekilde yanlış tedavi uygulayıp daha da kötü yapmıştı kedimi. bir şekilde hallederim diyorsan bir daha uğraşmamak için öde derim. ama bu tarz durumlarda veterinerleri kesinlikle yaymak gerek. yaptıkları ihmalsizlik yanlarına kalmamalı.

bir lokantada yediğiniz yemeği beğenmediyseniz hesabı ödememek normal geliyorsa ödemeyin bence.

Ödeme.

eğer yanlış tedavi uyguladıysa zaten onun sizden para istememesi lazım.
Normalde kimsenin hakkı bende kalmasın diyen biriyim, birinin 1 lirası bende kalsa uykum kaçar.
Ama bu durumda bence ödemezdim ben. Giderim o parayı barınaklara bağışlarım bende kalmasın diye ama ona ödemem.

3100 ödemişsin ya bundan sonra bence 400 lira için değmez ödememek. küçük yer demişsin bir de.

bu demek değilki hakkını arama, kesinlikle konuş vet ya da başkasıyla ama keşke daha önce arasaymışsın

lokantayla aynı durum değil maalesef bu, arkadaş sadece hizmet almamış, evinden bir parçayı, kedisini emanet etmiş veterinere.

tak gitsin derim ben. o parayla o zengin, sen de fakir olmazsın ama, kediyi daha da beter ettiyse haketmiyor demektir.

o parayı da yeme, kedinin sağlığını güçlendirecek birşeyler yap bence: özel mamalar varsa onlardan al, yeni yerleştiğin şehirde iyi bir veteriner bul ve tedavi ettir vs.

gidip döve döve paranı alıp almamayı sorsan biraz düşünür yap derdim. buna vereceğim cevap belli.

Valla önce sana şunu sorayım. İşin içindeyim çünkü.
Öncelikle veterinerin kedine teşhis koyacak donanımlı bir kliniği var mı? Hiç yoktan bi kan analiz cihazı, belki röntgen falan. Yani doğru teşhisi koybilecek donanımı var ve ona rağmen koyamamışsa o veteriner biraz gevşemiştir aşı vs işlerle uğraşmaktan ve açıkçası biraz da paraya bakar olmuştur.
Ama eğer bu tarz bir kliniği yoksa yanlış teşhis koyması da normal aslında. Hayvanlar da en az insanlar kadar kompleks canlılar sadece tedaviye ve rahatsızlığa verdikleri tepkiler bizlerden daha hızlı.
Ve o dediğim cihazlar gerçekten çok pahalılar. Ama çevren bile yandın sen falan dediyse büyük ihtimalle sorumsuz bir veterinerdir.
Ben parayı öde derim. Ama ödediğin zaman kedinin sağlık geçmişine ait dökümanları da al teşhisler uygulanan ilaçlar, tedavi şekli tedavi süresi vs. Daha sonra da bunları ilin veteriner hekimler odasına veya tarım bakanlığına götür.
Böylece hem faydalı bir iş yapmış hem de kendi çapında intikamını almış olursun.

@solem

veterinerde bir sürü cihaz var. Bir sürü de tahlil yaptı. Kulağından parça kesip inceleme bile yaptı. Lakin kedi kötüleşmeye devam etti. Mantar vardı kedide. Kortizon kullandırdı aylarca.Sonra kediyi İzmir'deki bir veterinere götürdü kız arkadaşım. Oradaki veteriner, mantar hastası kediye kortizon verilmeyeceğini söyleyip yeni bir tedavi başlattı.

teşekkür ederim herkese cevapları için.

bugünkandilmi

sumeyyegeldimi.com

Münir Özkul öldü mü

fixed point or through an axis olacak
applied to an object
the object rotates around

ayrıca two or at least one point anlatım bozukluğu sadece at least one yeterli.

iki noktası sabitlenmiş cisim nasıl "bir nokta" veya "eksen etrafında" dönme hareketi yapar? sadece "bir noktada" sabitlenme için geçerlidir.

özür dileyerek cümlenin türkçesi de biraz sıkıntılı değil mi? "bir cisim iki noktasından sabitlendiğinde bir eksen etrafında, tek noktadan sabitlendiğinde ise nokta etrafında döner" daa doğru gibi :)

haklısınız, cümlenin Türkçe'si sıkıntılı. ben yazmadım ama, tez özetini İngilizce'ye çeviriyorum :)

ctrl+shift+t

maalesef calismiyor

1- üslup + nick
2- kız

2- sorduğuna göre kadınsın.

1 - üslup çok belli etmez bence.

2. kız.

1) genelde entry'lerde belli oluyo. x - kız diyalogları gibi başlıklar yardımcı oluyo.

2) meyilli. ( şaka şaka kadın )

1- bazı nickler direkt ele veriyor. üslup bir yere kadar. başlıklar %90 garantili

2- nick hafif feminen ancak büyük ihtimal erkeksiniz (entrylerinizden anladığım kadarıyla) zaten bence bu duyuruyu da "nickim çok mu feminen len nerden seçtim bunu" diyip açtınız :)

lanet olsun beyler... erkeğim. ilk 4 harfinden direkt neşe diye önyargısal bir yaklaşım sergilediğinizi düşünüyorum... üslupmuş falanmış hikaye bakmıyorsunuz, bir kişi bakmış o da bilmiş zaten. bu duyuruyu da cinsiyetsiz bir üslup ile yazmıştım. böyle bir durumu merak etmiş olmamı da kız olmamla ilişkilendirmeniz, yine ticklediğim arkadaşın yürüttüğü mantıktan görebileceğiniz üzere o kadar da düzgün değil.

spin the bottle

truth or dare'i de kastediyor olabilirisiniz.

bottle translate

truth or dare +1

Spin the bottle ve truth or dare karışımı bir oyun bizde oynana spin the bottle sadece öpüşme üZerine ama o tr de tutmaz demişler heralde truth or dare ile birleştirmişler

yok gibi ufak bir fark vardır. teknolojik altyapı upgrade edilir zaten, bütün eski tarz kokpitler glass kokpitlere upgrade edildi geçmişte.

hiç kabus görmenize gerek yok. bir çok ülkenin bütün filosunun yaş ortalaması 15 civarında, hatta daha da fazla. çoğunun son kazaları hatırlanmıyor bile.

işin uzmanı olmamakla birlikte, zannetmiyorum. arabaya ya da otobüse benzemiyor uçaklar, milyon tane prosedürü var. sürekli olarak bakımları yapılıyor, güncellenebilecek her şey güncelleniyor vesaire. zaten böyle olması çok daha mantıklı ve gerekli. bir arabanın maliyeti 10 binse uçağınki 1 milyon falandır herhalde, "modası geçti aq yenisini yapalım" demiyordur firmalar.

Ne eski ucaklar kullaniliyor dunyanin hertarafinda. Bazi teknolojiler zaten yonetmeliklerde sart kosuldugu icin gerekirse upgrade ediyorlardir heralde.

şunu da eklemek isterim, bu upgrade'ler sadece teknolojik degil. mesela 20 senelik uçakları olan southwest, yeni uçak almak yerine filosunun motorlarını değiştirme yoluna gitti.

tüm gerekli upgrade'ler yapılır hatta yukarıdaki gibi yenileme işlemleri dahi yapılabilir.

günde 30,000'den fazla uçuşun yapıldığı abd'de ortalama yaş 15 civarı.

yok,

uçaklar düzenli periyotlarda komple yenilenir. çalışsın veya çalışmasın bazı parçalar saati gelince değişir.

(bkz: overhaul)

eskiyen otomobillerin genelde arızası motordan olur. yani eskidiği için kapısı düşen otomobil çok nadirdir. uçak motorlarında da belirli sürelerde değişmesi gereken parçalar vardır dolayısıyla uçak 15 senelik olsa da motorunun kritik parçaları sıkıntısızdır. elektronikle ilgili yeniliklerin ise aktarılması nispeten kolaydır. yani özetle uçağın sabit parçaları zamandan çok fazla etkilenmez. etkilenecek parçalar da sık sık değiştiğinden sorun olmaz.

Savaş uçakları bile modernize edilerek 30 yıla yakın süre kullanılır.

kiz degilim.

eskisi cemaat abisi gibi göstermis seni, yeni gözlügün yakismis. güle güle kullan.

gözler +6 diyoptri galiba; eskisine göre yeni çerçeve güzel, biraz daha küçük seçebilirdin sadece. lens kullanmayı düşün derim ben, büyük rahatlık.

Oo ifsa

Yenisi iyi

ben de +1
eskisi cemaat, yeni daha iyi, lens tercih etmelisin yine de.

@diabolus79 yok yahu o kadar değil bi taraf 2.75 diğer taraf 3.5 diyoptri nedir anlamadım gugıllamama rağmen

gözlük iyi de bıyıkları kes abi.

yoksa gidisat su: www.youtube.com

gözlük falan da kurtarmayacak.

yakışmış güle güle kullan. bu arada kardeşime çok benziyorsun. kendisi bile gözlerine inanamadı:)

ben eskisini daha çok beğendim.
yeni de kötü durmamış ama.

Büyük değil mi ya? Yüzünü aşmış gözlükler. Bence olmamış ama kız olmadığım için ciddiye alma.

yenisi daha iyi. hem katkısızdan hem de eskiden.

@ufukcel simitçi bıyığı bırakıyorum yahu niye karışıyorsunuz hahaha

@1a2b3c4d başkan öm yolla istersen bende meraklandım şimdi :)

@cemallamec ya seksen tane gözlük denedim en insancılı buydu.

lan niye bilmiyorum da ahmet dursun geldi aklıma seni görünce. kardeş payındaki. yeni hali +1

kardeş şaka maka biraz büyük olmuş
gözlükçüye git aynısının küçüğünü alıcam de camları da ona göre tekrar kesebilir

bıyıklar gitsin, saçları da az uzat.

bıyıkları kes panpa

Kesin dalga geçmeli bi fotoğraftır diye açtım, gerçek insanmış. Bence tam mattia, matteo filan öyle bi tipin var gerçekten. Bi insan bu kadar mı mattia olur ya şok oldum. Neyse, yeni gözlük iyi olmuş, hayırlı olsun.

Vay eski dinci Faruk hoca

o biyik ve sakalda israrciysan eski gozluk daha iyi.

o biyik ve sakali kes derim ben, o zaman yeni gozluk guzel durucak.

evet kizim.

lazer ameliyatı ol. gözlük coni dep hariç kimseye yakışmıyor.

Yeni gözlük diyorum.

yalarun

evet bayanım ama erkeksi

yenisi daha iyi.hatta gözlüksüz halinden de iyi.
güle güle kullan.

Kilo ver.

yenisi daha iyi. ama bıyıklar efsane.

protein tozu ucuzmuş o zamanlarda

hepsi öyle değildir tabi ki estetik açıdan görünmesi için heykeltraşların abartması bence.
Amma velakin obezite ve kilo sorunu o günlerde tabi ki çok daha azdır.

obezite insan icatı, eskiden yoktu öyle şeyler. kılıç kullanmak, ata binmek, güreşmek vb şeyler hep zengin sporuydu. çok sevişgenlerdi bide, o da çok kalori yakıyomuş diyolla.

insanların eskiden yaktığı kalori sayılarının yanında, çalıştırdıkları kas grupları da daha fazlaydı..

o bahsettiğin çok zor çıkan kaslar diye birşey yok, mesomorph vücut tiplerinde kas kütlesi fazla ve yağ oranı kas kütlesine göre daha düşük olduğu için farklı kas grupları rahatlıkla görülebiliyor.

o kas grupları tüm insanlarda var.

adam heykel yapıyo, göbeğini kaşıyan adamın mı heykelini yapacak dayı? daha güzel olanın heykelini yapacak tabii ki.

malları da buyuk oluyor aga...hele nemrutun gırıste sol da var bıtane tobe estafurullah aklıma geldı şimdi...

Başlarda arkadaşın dediği gibi önemli kişilerin heykelleri yapılmış ancak daha sonra iş ticarete dönmüş ve parayı basana heykel yapmaya başlamışlar. Bir yerden sonra talep öyle artmış ki heykel tıraşlar heykellerin bedenlerini hazır tutup (sabit hepsi kaslı adonisli bedenler), gelen müşterinin kafalarını özel yapıp hazır bedenlere yerleştirmeye başlamışlar. Hepsinin aynı olmasının nedeni bu.

şu belgeselde sorunuza direkt olarak değiniliyor, genel kültür olarak da izlemenizi tavsiye ederim:

www.imdb.com

ben de aklımda kaldığı kadarıyla açıklayayım dedim ama toparlayamadım, epey olmuş izleyeli. hatta zor çıkan kasları bırakın olmayan kasların bile neden eklendiğini açıklıyordu.

yunan heykelleri fikri itibariyle kibir doludur, aslına bakarsan antik yunan tamamiyle diğer medeniyetlere karşı üstün oldukları fikriyle yaşayan toplumdur. Bunun için en büyük heykel(rodos), en görkemli bina, en üstün insan, savaşçı gibi betimlemeler doğasındandır.

sorunuzun antik yunan'daki sanatsal karsiligi "idealizm" (bir akim olarak)

O dönemde insülin dalgalanması yaratacak düzeyde basit karbonhidrat alımı yoktu, diğer karbonhidratların tüketimi de sınırlıydı, fabrikalaşma yoktu, haliyle işlenmiş gıda da yoktu. Genelde protein tüketiliyordu. İşlerin de çoğunlukla kas gücüyle yapıldığını düşünürsek hepsinin fit görünmesi gayet normal. Tabii bir de o heykeller savaşçıların tanrıların heykelleri; bakkal Teodolis'in heykeli değil. Onun heykeli olsaydı şişko bir heykeli olurdu muhtemelen.

Güzelleme mi diyorlar bi abartı var tabikidr heykellerde

O zamanlarda yaşayan insanların beslenme ve spor alışkanlıklarından, ve tabii heykeli yapılan kimsenin önemli birisi olacağı gerçeğinden bağımsız olarak bir şey daha ekleyeyim: Şu anda kadın vücudu genel kanı olarak nasıl iki cins arasından daha estetik olanı kabul ediliyorsa o zamanlarda da erkek vücudu için aynı şey geçerliymiş. Kadın vücudu daha aşağı görülürmüş. (Bu sebeple erkekler arası eşcinselliğin yaygın olduğunu ve kadınlarla çocuk sahibi olmak için birlikte olunduğunu da kaynağını hatırlamamakla birlikte bir yerde okumuştum.) Dolayısıyla heykeli yapılan kişinin gerçek vücudun da ötesinde bir yüceltme söz konusu olmuştur.

Mesela antik yunan mimarisinde de son derece erkeksi, kalın ve köşeli yapılar baskındır. Kadınsı kıvrımların keşfedilmesi çok sonra olmuştur.

ben kullanmadım ama şöyle bir site önerdiler geçen gün, işe yarar gibi:

armut.com

yüksek fiyat çekiyorlar. armut.com'dakiler.

Biz de yakın zamanda taşındık; ben şöyle yaptım: Armut'tan şirket isimlerini aldım, internetten numaralarını bulup aradım. Armut'tan 850 TL fiyat çeken şirket 650'ye taşıdı bizim evi (3+1, giysiler hariç her şeyi onlar topladı). Biz memnun kalmadık pek ama, ondan telefonlarını vermiyorum.

Ben hiç kullanmadım ama arkadaşlarım memnun kalmıştı.

www.protrans.com.tr

o yaşlardaki insanlar için senin yaşındakiler çocuk gibi geliyor (normal şartlar altında) o yüzden samimi davranıyor olabilirler. sen de bana mı meylediyor bunlar diye düşünüyorsundur.

hayır ya öyle değil. o çocukluk ayarını fark ederim ben. yok sözlüktekileri sal.

Abi aynisi bende de var. Ustelik ben fiziksel acidan da daha cekici buluyorum olgun kadinlari.

erkeklerde nasıl genç karşı cinse bakıyorsa, kadınlarda da aynı durum çok sık olmasa da söz konusu olabiliyor. Çıtırsın.

aynı durum bende de var. bu durumu kötü veya olmaması gereken bir durum olarak görmüyorum.

büyük hatunlar fiziki olarak daha çekici geliyor. ama asıl sebep o 20'li yaşların başındaki kadın toyluğundan bıkmış olmam ve kaldıramam.
olgun kadın candır. son sevgilim de benden 3 yaş büyüktü bu arada.

adamlar itiraf etmeye yer arıyormuş yalnız. :)

valla ben 18-19 yaşında bir kızı görünce nedense çocuk gibi düşünüyorum onu. böyle davranış olsun vücut yapısı olsun çok salak geliyorlar bana. ben de ondan şüpheye düştüm sorun mu var acaba diye ama normalmiş. eyvallah.

neredeyse 23 yaşındayım ve ben de kendimden büyük hatunları beğeniyorum.bu 2 senedir falan böyle.

şans olayına gelince yurt dışında falan çok var böyle 29-36 yaş arası özgür kadın ayaklarında ya evlenmemiş ya bir şekilde bekar, sadece dinamik ve eğlenceli erkek arayan,doğal olarak bu hatunlardan bize ekmek çıkıyor.

türkiye de ise ;işi kesinlikle ağırdan alman gerekiyor,malum 2li ilişkiler rahat değil toplumda hala, akranlarından birazcık daha olgun görünmen ve olman gerekiyor. başta "inanılmaz geliyor" onlara. inceden bir emin olamıyorlar,çocuk daha ayol,ciddi olamaz falan diyolar. tavsiyem spor yapıp fiziğini geliştirmen,yaşından büyük gösterir ve atletik olursun bu da onlardaki "çıtır" algısını tetikliyor (2 büyük hatundan duydum aynen böyle)

bir şekilde kontağı kurunca ağırdan almanı öneririm.

ha nasıl bulucam da kontak kurucam diyorsan o işler şans işi biraz,ama tetikte olursan anlarsın doğru olgun hatunu;). çocukluk ayarını falan anlarım demişsin,demek ki bu işlere yatkınlığın var.

ha bir de yaşı büyük ama kendisi böyle neşeli ve genç hisseden kadınlar daha meyilli oluyor bence böyle bir şeyi denemeye.yani mantıklarına takılı kalmıyorlar pek.

bana bu şans okulun erasmus ofisinde bnm belgelerle ilgilenen kadın sayesinde gelmişti,o 29 ben 21 yaşındaydım ve erasmusa gitmeden önceydi yani 3-4 aylık kısa bir süre vardı önümüzde.ama ikna ettim;).

onun dışında çok şipşaklı bir şirkette mühendis bir hatunla da aşk yaşamışlığım var o 27 ben 21dim:p. inanılmaz geliyordu. son 3 yıldır kendi yaşımda biriyle ilişkiye başlamadım,anca fuckbuddy falan denk gelirse,.kısacası olgunlar bağımlılık yapıyorlar:p şu an ki sevgilim 26 yaşında ve çok iyi anlaşıyoruz.

kısacası yaşıtın kızlardan sonra bir bıkkınlık şeklinde kendini gösterdiyse bu olgun kadınlara ilgi,bence kötü bir şey değil. çıtırız diye onların bazıları da bizden hoşlanıyor ama kendilerini açık edemiyorlar inan bana;)

şans seninle olsun bro!

@ rudeboy

aradığım kan sensin :)

beni bundan soğutmayacak tam tersine fikir verecek birini arıyordum, iyi oldu.
eyvallah. nick de bu işlerle ilgili olduğunu gösteriyor. erasmus hayalim benim var ama işte bir bakalım. bol şans hepimize.

30 lu yaşlarında kadınlar kendinden yaşça büyük birini ister. ama 40 sonrası daha genç olsun 20 lerde olsun isterlermiş ( 40 olmadığım için sadece kulaktan dolma bilgi. ). yani şu anda şansın yok. 10 yıl sonra kadın 40 olduğunda sen 31 olacaksın yine şansın yok.
başkasını bul.

Spor salonlarında falan takıl. Oraya senin aradığın tarz ihtiyarlar geliyor.

ben de olgun kadınlardan hoş... çarpılcam, yok yalan söylemiyim.

ne var abi olgun kadınlarda? gençliğini boşuna harcama, yokluktan "ama ben olgunlardan hoşlanıyorum" triplerine girme. senin şimdi 18-20 arası çıtırlara bakman lazım. off akılsızsın.

40'tan sonra ekonomik özgürlüğü olan, istediği gibi takılan kadınlar genç erkeklere yönelir, o zamana kadar hala beyaz atlı prenslerini beklerler.

yapacaksan bari spor salonuna git arnold'un dediği gibi, en azından ya yatırımlık olur ya da daha az sarkmış olur.

@ douchebag

aynen önce kendi yaşıtlarıma bakmam daha mantıklı aslında. her yaşın kendi güzelliği var. yokluktan değil bu. tam tersine görmüş geçirmişlik sonucunda keşfedilen bir şey ama yine de 18-20 ideal olanı. eyvallah.

@ divit

işte ben de bu tecrübeyi merak ediyorum, ne yapıyor da kendi yaşlarındakilerle uğraşmayıp böyle insanları tavlıyor? bu daha tatmin edici bence.

alışveriş merkezlerindeki çikolata satan yerler ava çıkmak için ideal yerler arasında muhabbet kurabiliyorsan falan çıkartırsın bişiyler oralardan

sevdiğim hatun benden 4.5 yaş büyük ve evleneceğim kısmetse. ;)

lan daha coook gençsin ondan. 30 ları geç tam tersi olacak. aha buraya yazıyorum. 30 ken 40 yaşındakini istemeyeceksin.

meyveli sodalar koladan bile zararlıymış diye rivayetler var sebebi fruktoz şurubu mu bilmem

früktoz şurubu, bırakın zararlı olmasını, zehirin önde gidenidir. su, abartmadan soda, ayran, evde çok az şekerle yapılmış hakiki limonata, kefir, ıhlamur, siyah çay, yeşil çay için.

Neyin tadini sevsem zararli çıkıyor. bu gidisle sevdigim hicbir seyi dogru duzgun yiyip, icemeyecegim.

zararlı evet.
gut bile yapıyor sonuçta yıkım ürünleri azotlu bileşik.

normal früktoz ne kadar zararlıysa o kadar zararlı. vücut früktozu meyveden veya koladan geliyor diye metabolize etmiyor sonuçta.

her şeyin fazlası zarar.

Fruktoz şurubu kalp/damar hastalıklarına obeziteye kansere neden olur. Yalnız fruktozla fruktoz şurubunu karıştırmamak gerekir. Fruktoz doğal bir şeker kaynağıdır, fazla tüketimde muhakkak ki zararları vardır lakin fruktoz şurubu öyle değildir; mısır nişastasının glikoza, sonra bu glikozun yüksek oranlı fruktoza dönüştürülmesiyle oluşturulan kimyasal bir maddedir ve etkileri ölümcüldür. Su ayran ve kefir dışındaki her içeceğin az veya çok kişiden kişiye değişen bir zararı vardır.

2-3 gunde 1 kucuk sise içmek bile ayni etkiyi yaratir mi ki? Az once bir sise içtim, birazdan olecekmisim gibi hissettim yazilanlardan sonra.

"İki üç günde bir bir çay kaşığı siyanür içsem bir şey olur mu" gibi bir soru bu. Yakın ve uzun vadede birçok zararını görürsünüz. Yani şöyle söyleyeyim: Bu işin ilk başlangıcı mısır şurubudur. Mısır şurubu, mısır nişastasının asitle hidrolize edilmesinden elde edilir. Asitle? Asit yani o yediğiniz içtiğiniz şeyler. Asiti az yesem içsem zararı olur mu demek çok yanlış

ben de duydum benzer şeyleri ancak kulaktan dolma bilgilerle verilecek karar değil. her üniversitenin tanıtım günleri oluyor oralara gitmenizi tavsiye ederim.

bir arkadaşım uzakyol vardiya mühendisi olarak çalışıyor. genelde şirketlerle anlaşma yapılarak gidiliyor 3 aylık ve 6 aylık gibi yani adam gidiyor 6 ay yok. karaya ayak bastığı zaman yılın %20'sini geçmez. bu nedenle herkesin yapabileceği bir iş değil. ama gemide türbindir, motordur, kazandır vs. öğreniyorsun. bir süre sonra bu tecrübeyle karada iş bulma imkanı da olabilir.

gemicilerin maaşları genel olarak yüksek oluyor. lise mezunu bir arkadaş bir yük gemisinde elektrikçiydi ne kadar alıyordu bilmiyorum ama sağlam para geçiyordu eline söylediğine göre.

bir de tanıtım günleri biraz hikaye gibi aslında. nereye gitsen kendini övecek. onlara bakılırsa lisans mezunu herkesin çok iyi işlerde olması lazım. en sağlamı mezunları bulup onlarla konuşmak.

yazsın işsiz kalmaz. ailesinden ayrı kalmak canını sıkmayacaksa zevk alabilir.

kaptan memo'ya mesaj attım. lütfen sorunuzu silmeyin.

Bilen birine sorun bence. Bilen derken "gemi muh ve gemi mak" bolumunu bitirenden bahsediyorum. Yok halasinin oglu denizde, yok bi tanıdığınin tanidigina degil. Ciddi bi konu sonucta. O yuzden ehlinin fikri daha dikkate degerdir.

lisede ziya kalkavan, ünide itü gemi kaptanlığı mezunu bir arkadaşım var 3 binle başladı. mühendislikte daha fazladır muhtemelen

Herkes bişeyler yazmış bende birşeyler yazıyım. Daha önce yaıldığı gibi "gemi inşaatı" ile "gemi makinaları" iki farklı bölümdür. Birisinden mezun olan gemi inşaa sektöründe diğeri ise gemide çalışır. Gemi inşaatı mühendisleri fark dersileri alarak gemide makina mühendisi olabilirler. İş konusuna gelince; gemideki mühendis doğal olarak iyi para alır. Yeni mezun denizciler ortalama 2 bin dolarla işe başlar. Gemi inşaatçılar ise 2bin lira alır. Denizciler 10 senede 10bin dolar alacak seviyeye gelebilirler. Tabii kendini iyi yetiştirmesi gerek ama her zaman kolay iş bulurlar. Gemi inşaa mühendislerinin yükselmesi daha zordur. Türkiye'de sektörün sıkıntıda olması ve çok mezun olması işi zorlaştırır. Ama o sektörde de kendini iyi yetiştiren herkes iyi bir kariyer yapabilir. Sektör krizden çıkarsa önü açık bir meslek. Denizde çalışmak da zordur ama eğer istiyorsa denizi seviyor ve bu işi ypabilir demektir. Başka öğrenmek istediğin şeyler olursa mesaj atabilirsin.

Açık deniz denizciliği yapmış birinin oğlunu tanıyorum. Çocukken, babasının yüzünü altı ayda bir gördüğünü anlatır durur. Hatta bi gün telefonda ağlayarak anlattı bunları bana. O travmayı hâlâ atlatabilmiş değil. Herkes yapamaz o işi. Haa, iyi paralar vardır eminim. Ben de iyi paralı bir işte çalıştım, denizcilikle ilgisi olmayan bir işte. Ama iyi paralı iş, adamın sağlığını da, aile hayâtını da hiçe sayar.

thy hostesi 5-6 bin para alıyor birader. parasına bakıyorsa saçmalamasın. gitsin krallar gibi hostes olsun gezsin sevişsin üstüne para alsın. ben öyle yapıyorum.

Yakın bir arkadaşımın eşi buradan mezun. Buradan mezun olundu diye gemiyle dünya dört dönülecek diye bir şart yok. Adam 2 sene gemide çalıştı, parayı biriktirdi. Sonrasında burada bir fabrikada makine mühendisi ile aynı işi yapıyor.

ben olsam, aradan bu kadar yıl geçmiş mezun olduğun bilgiler unutuldu. bu 4 sene boyunca başka işler yaptım ama programcılıkla da hep uğraştım, küçük projeler yaptım üzerinde çalıştım derdim. ama işe başvurana kadar da çalışmak istediğin veya işe yarar düşündüğün bir dilde kendi kendine çalışmaya başlamalısın. yeni mezun birinin seviyesine dönmen gerek. iş ararken alakasız değil de yeni mezun tecrübesiz biri pozisyonuna gelebilirsin.

Elinizin soğumuş olması, işverenin hoşuna gitmeyecek ve bunu öne sürerek, mümkünse sizi ucuza kapatmaya çalışacaktır.

Bu anlattığınız hikâyede, vicdan sahibi ve halden anlar bir işverene rastgelirseniz, dürüst ve samimi olmanız kaydıyla, size bir şans vereceklerdir.

Aslında buraya sorduğunuz soruya biraz rötuş yaparsanız, önyazı / üst yazı hâline getirebilirsiniz.

Sayın...

şu tarihte şu okulun şu bölümünden (yazmak istiyosanız) şu dereceyle/not ortalamasıyla mezun oldum. o dönemde acilen paraya ihtiyacım olduğu için ve iş bulma sürecinin uzaması sebebiyle, kitapçıda işe başladım. okumayı seven birisi olduğum için ve iş değiştirmek, yeniden bir iş arama süreci ve düzenli gelirin aksamasına neden olacağından bir müddet o işten ayrılamadım. Ancak ben mesleğimi yapmak istiyorum ve şu şu yazılım dilerini biliyorum.

İngilizce ders vermenizi kitapçıdan ayrı olarak söylemeyin. Kitapçıyla birlikte yürütmüşssünüz gibi söyleyin. Almanca ve Fransızcadan bahsetmeniz ne derece doğru olur onu bilemiyorum.

Benden size tavsiye, kitapçıda kazandığınızdan daha az kazansanız bile, yazılımcı olarak bir yerde işe başlayın ve pasınızı atın artık.

ön yazı önemli. daha çok neden o işe talip olduğunuzdan, şirkete neler katabileceğinizden bahsedin. arada da "yapmak zorunda kaldığım kitapçılık işinde insan ilişkileri, sabır (burası daha doldurulabilir) vb konularda kendimi geliştirdim falan diyin. tabii burada şöyle bir durum var: mesela yapacağınız iş insan ilişkisi gerektirmiyordur o zaman bunun size artısı olmaz.

yani demek istediğim yaptığınız işte öyle bir tecrübe kazanmış olun ki başvuracağınız işte işinize yarasın.

keşke bu kadar uzun ara vermeseymişsiniz

Hacettepe ne kadar kulağa hoş tınısa da hayatının en güzel dört senesini Ankara'da heba etme güzel kardeşim, İzmir'e gel.

İzmir derim.

Tabi ki Hacettepe derim. Kampüsü çok güzel bir kere. Ayrıca Ege'ye de net basar.

Ve son olarak Ankara kötü bir yer değil. Ben de 8 senedir buradayım, hayatımı heba ettiğimi düşünmüyorum.

Dil konusunda Hacettepe daha iyidir. Ayrıca Ege'nin İngiliz Dili ve Edebiyatında hocasından öğrencisine inanılmaz bir eşcinsellik ve feminizm baskısı var.

Tabii ki hacettepe. Dil egitimi acisindan egeyi de dokuz eylulu de acik ara sollar, digerlerinin adi bile anilmaz. Bu arada ankara gibi bir sehrin yaninda izmirin koy kaldigi gercegini de unutma. Ortamin yoksa ikisi de les, ortam varsa izmirin sadece denizi ve sahilde oturmalik cimleri var. sehircilik acisindan sifir.

şu an nerede yaşadığın da önemli. kütahyalısındır ankara cennet gelir, istanbulda yaşıyorsundur ankara'da yaşamak zulum olur.

ayrıca sadece 4 seneni geçireceğin şehri seçmiyorsun tüm hayatını etkileyecek karar alıyorsun daha uzun vadeli düşünüp iyi olan okulu (hangisi bilmiyorum)seçmeni tavsiye ederim. 4 sene izmir'de krallar gibi yaşarsın ama sonra işsiz kalırsın ya da 4 sene ankara'da çile çekersin ama mezun olur olmaz çiçek gibi iş bulursun gibi...

çekersin ama banka da senden çeker bir miktar..

sag alt kosesinde master/visa/visa elektron gibi biseyler yaziyor. hangi bankamatiklerden cekebilecegin ona göre degisiyor. master veya visa ise hemen hemen her atmde cekersin.

çekersin banka senden bişey almaz büyük ihtimalle ancak döviz kuru çevriminden geçirir hafiften. çok karlı bi iş değil ancak mecbursan başka çare yok

benzer sorunu ben de yaşadım. önceleri ipod'um vardı, onla üyelik almıştım sonra telefona geçtim. arkadaşım telefon numaramdı kullanarak arayınca ulaşamadı. ben onu aradım ulaştım, telefondan değil de üyelik aldığı e-postayla deneyin bir de

bağlantılarınız boktan. wifi çekmiyor demek ki. bende öyle olduğunca modemi kapayıp açıyordum, düzeliyordu.

whatsapp.com'dan hesap açman gerek.

Çünkü orasi hassaten foto paylasim icin yapılmış, dolayisiyla foto paylaşımı cok tuhaf durmuyor ama façede zırt pirt foto paylaşınca tuhaf algılanıyor. Halbuki aynı şey.

whatsapp.com'dan kredi kartı bilgilerimi ve annemin kızlık soyadını istedi yazdım, ancak instagram.com.tr'ye yönlendirmedi. ne yapacağım?

resimleri kolayca filtrelemeni sağlıyor, karanlık çıkan resimleri pıt diye aydınlatıyor, bir de bazı illüstratörleri, kimi yabancı giyim markalarını takip ediyorum, bakıp oyalanacak bir şeyler oluyor elimin altında. yaz boyunca atıyorum ailemle şuraya gittik, bahçedeki şu kedimizin yavruları oldu, fotoğraflayıp paylaşıyorum, yaz sonunda tarih sırasına göre, ölüm anında gözlerinin önünden geçen film şeridi gibi bakabiliyorsun. bir de benim gibi çektiği fotoğraflar normalde bir halta benzemeyenlere fotoğrafı daha eli yüzü düzgün hale getirme şansı veriyor, kolayca.

dostum instagram'ın tek olayı insanların kendilerini gösterebildikleri, sunabildikleri bir platform olmasıdır. bir nevi vitrindir. mesaj olayı bile yok amk. %80 zaten partner bulma amacıyla kendini gösterme ve birilerini like ederek zarf atma peşinde. ilgi orospuları için bulunmaz cevher tabi.
başka bi boka yaradığı yok. kız arkadaşımın kullanmasını istemem şahsen. dünyada daha gereksiz bi bok da yoktur heralde.

bak benim şahane bir hayatım var, beynimin içi boş ama demenin bir yolu olsa gerek.

He he aynen beyni boş insan hölölölö. Atom parcaliyorsunuz amk ama baksan bütün gün duyuruda sözlükte göt büyütmece.

Cevaba gelince insanlar tematik şeylere yöneliyor. Facebook genel 1 platform her şey yapılıyor yer bildirimi, fotoğraf, durum güncelleme vs. Ama durum için twitter, fotoğraf için instagram, yer bildirimi için 4square... mobilleşme arttığı için whatsapp da facebook chatin yerini almaya başlamıştı ki facebook satın aldı bu yüzden. Zira facebook çoğu insan tarafından sohbeti için aktif tutulmaya devam ediliyordu.

Bir de sayfa / grup olayı facebook tekelinde gibi ama yakında sadece ona odaklı popülerleşen yeni 1 sosyal ağ da çıkar herhalde.

www.ie.bilkent.edu.tr

servislerde kimlik sorabiliyorlar, neden gittiğinizi açıklamanız gerekebilir.

bir de ego var 111 numara galiba kalkmadıysa tabii. güvenparktan kalkıyordu. aşti'den güvenpark'a (kızılay'a) ankaray ile gidebilirsiniz.

Armada'nın önüne kadar yürümen gerekiyor, ya da Devlet Su İşleri Misafirhanesi'ne kadar gitmen gerekiyor, Bahçeli'ye. Siteden servis saatlerini kontrol et, genelde tam saatte oluyor da dönem bittiği için değişmiş olabilir. Tam saatte dediğim yerlerde olursan binersin servise. Nizamiyeye gelene kadar kimlik de sormazlar, orada da açıklarsın durumunu.

Lokasyon verirsen yardımcı olabilirim.

ingiltere'de tyanıdığın varsa getirt. amazon vveya ebay üzerinde ucuz şeyler bulman olası. yada sahibinden.com'a bakıver.

morfare.com'dan aşağıda bağlantısını verdiğim pikabı almıştım. preamfisi ve usb çıkışı var plaklarınızı dijital ortama aktarabiliyorsunuz yani.

www.morfare.com

preamfisiz bir pikap alırsanız bir de amfi almanız gerekir. bununla gerekli çevrimi yaparak mini-jack (bildiğiniz kulaklığın çıkışı) çıkışlı ses sistemini bile bağlayabiliyorsunuz.

@paltaryuyanmasin in verdiği bağlantıdaki pikaptan ben de aldım. başlangıç için seni tatmin eder, iddialı birşey istemiyorsan. amfiyle uğraşmaman adına isabetli olur bence, çünkü o da zor bir süreç.

Başkan pikap için Kadıköy ü dolaş ilk baş fikir sahibi ol, ne çalacaksın mesela ona göre pikap al 45lik mi 90 lık mı taş plak mı

geçenlerde günübirlik gidecek bi arkadaşa şunu yazmıştım faydası olabilir:

barlar sokagında (hangover olabilir, ibis hotel tarafında en başta), del mundo'da (ibis otelin hemen yanı) veya memphis'te (espark'ın ilerisi kime sorsanız gösterir) serpme kahvaltı isteyin uzun uzun güzel bir kahvaltı yapın. adaları, odunpazarını gezin. odunpazarında mum heykel müzesi var ben gitmedim ama gezilesi. adalardan vapurumsu seylerle kentpark'a gidebilirsiniz. bir de sazova var park fena değil gidiş biraz zor gerçi... akşam da barlar sokagında gözünüze kestirdiğiniz bir yer veya espark yanında kafe pi güzel olur. bildiğiniz iç anadolu şehirlerinden değil yeme içme sorun olmaz normalde.

odunpazarı kurşunlu camii. www.odunpazari.bel.tr . özellikle ramazanda bazı günler sakal-ı şerif sergileniyordu. şimdi var mı bilmiyorum

pencereler

doğalgaz veya ocaktaki tüp

elektrik

su ve musluklar.

kilitler.

elektrik
su
varsa gaz
buzdolabı
bir de açıkta yiyecek kalmasın.
camları iyi kapat.

Hırsız girerse evde ortada değerli bir şey bırakma.

Kuru erzaklarin varsa ağzını kapali tut boceklenebilir.

Pencerelerinde guneslik varsa çek yoksa canım önünde bir şey bırakma güneşten agarir.

Tuvaletine varsa camasir suyu dok sararmayi yavaslatir.

Caydanlikta dem birakma.

Yakın bir komsuna cep telefonunu ver. Çok Yakın değilse gidecegini söyleme

buzdolabının fişini çekeceksen kapısını açık bırakman çok önemli, gazete falan sıkıştır hatta, kendi kendine kapanmasın. kötü anılarım var o olayla ilgili :)

Butun fisleri cek
pencere ve kapilari kitle
para varsa bankaya yatir
Buzdolabinda fazla bisey birakmamaya calis hatta git birine ver hayrina

Dogalgaz ve suyu vanalardan, elektrigi sigorta kutusundan kapat. Buzdolabi onemli. Kucuk aciklik birakabilirsen hava sirkulasyonu olmasi acisindan iyi olur.

Evde cop kalmadigindan emin ol.
Kuru baklagilleri acik birakacaksan buzdolabina kaldir yoksa naparsin bilmiyorum da sakin oyle birakma, kelebeklenir.
Yaz mevsiminde oldugumuz icin gunes alan odalardaki perdeleri kapatman esyalar acisindan daha iyi olur.
Bitki varsa onlarin da caresine bakmak lazim.

suyu ana vanadan kapatın eğer kapatabiliyosanız.
balkon kapıları ve pencerelerin sıkı sıkı kapalı olduğundan emin olun.
güneş alan bir yer varsa, perdesini çekin.
kirli ve nemli çamaşır bırakmayın.
nemli sünger, nemli paspas, nemli el bezi vb. nemli bir şey bırakmayın.
tuvalet alaturkaysa, 5 litrelik bir pet şişeye su doldurup ağzını kapayın ve ters çevirip tuvaletin deliğine oturtun.
tuvalet alafrangaysa, klozetin kapağını kapatın ve üzerine 5 kg'dan ağır bir şey koyun.
buzdolabını boşaltın, fişini çekin ve hem buzluğun hem de buzdolabının kapılarını ardına kadar açık bırakın.
bütün elektrikli aletlerinizin fişini çekin.
varsa ana sigortadan evin elektriğini kesin.
sigortayı kapatamam, evde alarm var derseniz o başka.
sulanacak çiçeğiniz olmadığını varsayıyorum.
güvendiğiniz birine anahtar emanet edebiliyorsanız iyi olur. (eski binadır, borunuz patlar, alt katın tavanından su sızar, parkeleriniz kabarır, fırtına olur camı patlatır, içeri yağmur yağar, maallede patlama olur, yangın olur camlarınız patlar v.s. acil hâller için). bu gibi hâller için komşuda telefon numaranız bulunursa iyi olur.
soğan sarmısak gibi şey bırakmayın dışarıda. hepsini çöpe atın.
bakliyat kurtlanıp, kelebeklenebilir.
aklımıza gelmeyen, küflenebilecek ne varsa yok edin.
rutubetli bir şehirse, ayakkabılarınız bile küflenebilir.
dönüşünüzde, yazın iki ay beklemiş yağları tüketmeyin, yenilerini alın. tüketmeyeceğinize göre, gitmeden birilerine verin.

tuvalete banyoya böcek ilacı sepin, dönüşte sizi hamamböcekleri karşılamasın.

bu kaçıncı be patron? john, jackies, vasilias? daha sayayım mı?

soruna cevap: 10 bin tl üzeri maaş alıyorum.

işsizim, baba parası yiyorum. günün çoğunu gezip tozarak harcıyorum ve model gibi bir sevgilim var.

olm zengin olmak çok güzel

ekşisözlükte yazarım, aylık 2500 net gelirim var. sigorta yok, yol yemek yok. makarna falan yapıyorum yetiyor, çok şükür

proje yönetiyorum 4369 tl alıyorum. diğer arkadaşlara nazaran az ama bakalım. :D

Ogrenciyim ayda 300 tl KREDI aliyorum.

Staj yapiyorum para vermiyolar. Yol+yemek onlardan, allah razi olsun, bi de her gun kimlik kartlarimiza kredi yukluyolar 2 cay 1 kahveye denk geliyo o da en fazla.

Para mı o ne la.

CAD programı soruyorsanız unigraphics yüzey şekillendirme konusunda kullandığım en başarılı program.